- Katılım
- 31 Ocak 2024
- Mesajlar
- 16,152
- Tepkime puanı
- 0
Günün birinde Nasreddin Hoca ile oğlunun komşu köylerden birine işleri düşer. Birlikte yola çıkarlar. Yolculuk sırasında Hoca, küçük olduğu için önce oğlunu eşeğe bindirir. Biraz sonra karşılarına çıkan bir adam, eşek ve üstündeki çocuğu iyice bir süzdükten sonra; 'Hey gidi zamane gençleri hey! Hiç utanmadan kendileri eşeğe binerler, yaşlı, bilgin babalarını yürütürler!' diye söylenir. Adam, yanlarından geçip giderken oğul da utancından kıpkırmızı olur, eşekten iner ve babasını bindirir. Biraz sonra karşılaştıkları adamlar da başlarlar söylenmeye: 'Aman, şuna da bak! Senin yaşın geçmiş, kemiğin kartlaşmış; hem işte geldin, işte gidiyorsun. Şu taze fidanı eşeğe bindir de yorma zavallıyı!' Bu söz üzerine Hoca Efendi oğlunu da eşeğe bindirir ve baba oğul eşeğin üstünde yollarına devam ederler. Bir süre bu şekilde yol aldıktan sonra birkaç kişi daha karşılarına gelir. Bunlar da başlarlar konuşmaya: 'Amma acımasız adamlar var şu dünyada!' 'Bu zavallı eşek ikinizi nasıl taşısın?' Bu söz üzerine Hoca Efendi ve oğlu eşekten inerler. Eşeği önlerine katarak kırıta kırıta giderlerken karşılaştıkları adamlar da bu duruma karışmadan duramazlar: 'Allah Allah, bu ne budalalık yahu!' 'Bak yahu, eşek önlerinde bomboş, hoplaya zıplaya keyifle gidiyor.' Bütün bunları duyan Hoca, adamlar uzaklaştıktan sonra oğluna der ki: 'Bak oğul, adamları gördün işte… Hiçbirini memnun edemedik… Ne yapalım elin ağzı torba değil ki büzesin.'
Bu fıkra, Günün Sitesi tarafından, 19 Ocak 2025 Pazar tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.
Bu fıkra, Günün Sitesi tarafından, 19 Ocak 2025 Pazar tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.