- Katılım
- 31 Ocak 2024
- Mesajlar
- 16,152
- Tepkime puanı
- 0
Nasreddin Hoca bir gün cami çıkışında cemaatten birisiyle tanışır. Birbirlerine hâl hatır sorarlar, sohbeti ilerletirler. Hoca, adamın hoşuna gider. Adam; 'Hocam, sen çok hoşuma gittin; bugün akşam bizim fakirhaneye buyur da beraber tuz ile ekmek yiyelim.' der. Nasreddin Hoca akşama doğru yemek vakti gelince adamın evine varır ve sohbeti koyulaştırırlar. Derken sofra kurulur, ortaya da güzel bir sini konulur. Sininin üzerinde ise tuz ve ekmekten başka hiçbir şey yoktur. Hoca, yemeklerin gelmediğini zannederek sohbeti sürdürünce ev sahibi Hoca’yı sofraya davet eder: 'Hocam, soframıza buyurun.' Tam sofraya oturdukları sırada kapıya bir dilenci gelip ev sahibinden ekmek istemez mi? Ev sahibi her ne kadar, 'Hadi hadi, Allah versin' deyip uzaklaştırmak isterse de dilenci bir türlü gitmez. Bu duruma kızan ev sahibi, pencereden kafasını çıkararak dilenciye bağırmaya başlar. 'Defol git, bak, şimdi gelirsem, kafanı kırarım!...' Bu sırada tuzu ekmeğe katık etmekte olan Nasreddin Hoca yerinden kalkıp dilencinin yanına gider ve ona; 'Aman arkadaş, çabuk buradan kaç; vallahi bak bu adam dediğini yapar, kafanı filan kırar, maazallah' der.
Bu fıkra, Günün Sitesi tarafından, 16 Ocak 2025 Perşembe tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.
Bu fıkra, Günün Sitesi tarafından, 16 Ocak 2025 Perşembe tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.