- Katılım
- 31 Ocak 2024
- Mesajlar
- 16,152
- Tepkime puanı
- 0
Ramazan ayının yazın tam ortasına geldiği yıllar… Gün uzun mu uzun, hava sıcak mı sıcak... Bir komşusu, Nasreddin Hoca’yla birkaç arkadaşını iftara davet eder. İftar saati yaklaşır, sofraya otururlar. Ezan okunduktan sonra iftar edilip yeme içme faslına geçilecektir. Sofraya ilk olarak soğuk bir hoşaf tası konulur. Ancak ortada bir kurnazlık vardır. Evin sahibi, neredeyse kepçe büyüklüğünde bir kaşıkla, hiç nefes almadan hoşafı içmektedir. Misafirlerin ellerinde ise küçücük kaşıklar vardır. Üstelik, ev sahibi kepçeye benzeyen koca kaşığı hoşafa her daldırışında tuhaf sesler çıkarır. 'Ohhh... Öldüm!...' Misafirler ise küçücük kaşıklarla ne hoşafın tadına varabilir, ne de kendi susuzluklarını giderebilirler... Nasreddin Hoca bir bakar, iki bakar ve ardından; 'Bu iş böyle olmaz.' diyerek ev sahibinin elindeki kepçeyi kapar ve; 'Be adam, kepçeyle biraz da biz içsek, belki biraz da biz ölürüz.' der.
Bu fıkra, Günün Sitesi tarafından, 14 Ocak 2025 Salı tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.
Bu fıkra, Günün Sitesi tarafından, 14 Ocak 2025 Salı tarihinde, günün fıkrası olarak seçilmiştir.